Haber Kategorileri
DİĞER HABERLER
Zulme
direnişin sembolü olarak İslam kültürünün sentezlendiği kadim bir coğrafyayı
gezen lise öğrencilerimiz, Avrupa’da kurulmuş yüksek bir medeniyetin 711
yılından 1492’ye kadar İber Yarımadası’nda hüküm sürmüş olan Endülüs şehrini
keşfettiler.
Öğrencilerimiz
İspanya topraklarının yüzde 17’sini oluşturan Endülüs’ün en önemli yerleşim
yerleri olan Malaga, Sevilla, Cordoba ve Granada bölgesini sırasıyla gezdiler.
3 gece 4 gün sürecek yolculuklarına Malaga ile başladılar. Öğrencilerimiz
Malaga’yı panoramik olarak gezdikten sonra Endülüs’ün başkenti, en büyük şehri
ve dünyanın Flamenko merkezi olarak bilinen Sevilla’yı ziyaret ettiler.
Guadalquivir (Vadiyülkebir) nehrinin ikiye böldüğü şehrin, nice şair ve
yazarlara ilham kaynağı olduğunu öğrendiler. Aynı zamanda ünlü İspanyol yazar
Miguel de Cervantes’in anıtlaşmış eseri olan Don Kişot’un da burada yazıldığını
bilgileri arasına eklediler. Sevilla’daki turda Maria Luisa Parkı, Santa Maria
Katedrali’ni ziyaret eden öğrencilerimiz bu tarihi yolculuktan etkilenerek
gezilerine devam ettiler. Katedralin üzerine inşa edilen camiden günümüze
ulaşabilen son parça Hiralde Minaresi’ni gördüler. Günümüzde deniz müzesi olan
Torre del Oro yani Altın Kule’yi ziyaret ettikten sonra otellerine yerleşen
öğrencilerimiz günün yorgunluğunu atarak gördükleri eserler hakkında sohbet
ettiler.
İkinci
gün öğrencilerimiz gezilerine bir dönemler Endülüs Emevi Devleti’nin başkenti
olan Cordoba’da başladılar. Cordoba’da ilk olarak Guadalquivir (Vadiyülkebir)
nehri ile karşılaşan öğrencilerimiz, tarihi Roma Köprüsü’nün üzerinden
yürüdüler ve Roma kapısını geçerek kente giriş yaptılar. Kurtuba (Cordoba)
Cami’sinin daha sonradan kiliseye çevrildiği için şu anda Cordoba Katedrali
olarak adlandırılmakta olduğunu öğrenerek tarihçesi hakkında bilgi sahibi
oldular. Sonrasında ara sokakları keşfe çıkan öğrencilerimiz, İspanyolların
“Calle De Las Flores” adını verdikleri çiçekler sokağın ve bu sokakta bulunan
dış cephesine rengarenk mis kokulu çiçeklerin asıldığı bembeyaz badanalı
evlerin güzelliğini doyasıya yaşadılar.
Öğrencilerimiz
Cordoba gezisinin ardından Endülüs’ün Granada şehrine hareket ettiler. Yol
boyunca zeytin ve badem ağaçlarının manzarasının tadını çıkardılar. Yolculuk
sonunda Endülüs’ün son düşen kalesine ulaştılar. Sierra Nevada ve Sierra Morena
sıradağları arasında yer alması sebebiyle çok özel bir iklime sahip olan
şehirde öğrencilerimiz, hem Okyanus hem de Akdeniz iklimini bir arada görme
fırsatı buldular. Çeşmelerinden rahatlıkla su içilebildiği için suyun tadına da
bakmayı ihmal etmediler. Eski Arap Mahallesi olan Albacin’de sokak
sanatçılarının hoş ezgileri ile dik sokakları arşınlayan öğrencilerimiz, şehri
anan eski kraliçenin adını taşıyan “Isabel de Catholica” meydanına gittiler.
Granada Katedrali’ni ziyaret ettikten sonra Granada şehrinin anılarıyla
otellerine döndüler.
Endülüs’ün
hazinesi El Hamra Sarayı gezimizin üçüncü gününde öğrencilerimizin ilk durağı
oldu. Öğrencilerimiz, İslam medeniyetinin ulaştığı en üst seviyeyi temsil eden
yapılardan ve dünyanın insan eliyle yapılmış en büyük harikalarından biri olan
El Hamra sarayını gezdiler. “Yeryüzündeki Cennet” olarak bilinen saray hakkındaki
tüm detayları inceleyerek tarihçesini öğrendiler. Girift bir yapıya sahip olan
El Hamra Sarayı’nın; birbiriyle bağlantılı sayısız odalarını ve salonlarını, bu
mekanların arasında yer alan avlularını, ferahlatıcı yeşil alanlarını,
fıskiyeli havuzunu, akar çeşmelerini ve bahçelerini gezdiler. İslam sanatının
batıdaki şaheserini; kerpiçten duvarlarında, ahşapla ve kalıplardan dondurulmuş
maddeler ile inşa edilen kemerlerinde, kubbelerinde, direk tabanlarında,
pervazlarında, saçaklarında ve tavanlarında gördüler.
Öğrencilerimiz
Endülüs gezisinin son gününe, öğretmenleriyle beraber otelde yaptıkları
kahvaltıyla başladılar. Kahvaltı sonrasında Malaga’ya doğru yolculuğa çıktılar.
Malaga’daki panoramik şehir turunun ardından görüntüsü ile dikkatleri üzerine
çeken Malaga Katedrali’ni gezdiler. Endülüs müslümanlarından kalmış olan bu
kale zamanında hükümet konağı olarak kullanıldığını öğrenerek tarihçesi
hakkında bilgi sahibi oldular. Alcazaba’nın eteklerinde etkileyici Roma
Tiyatrosu’nu ve interaktif müzesini gördüler. Malaga’nın şık sokaklarında
keyifli bir şekilde alışveriş yaptıktan sonra dönüş yolculuğu için havalimanına
geçtiler.
Gezi
boyunca güzel anılar biriktiren öğrencilerimiz, çağa altın mührünü vurmuş,
şahsına münhasır İslam tarihi içerisinde bambaşka bir yeri ve önemi olan bu
yerleri gördüklerini için hem kendilerini şanslı hissettiklerini hem de İslam
mirasının korunamamış olması sebebiyle bir o kadar hüzünlü olduklarını ifade
ederek İstanbul’a döndüler.